İstekler sınırlı, nimetlerin ise bir sınırı yoktur. Tasavvuf aslında insan dünya nimetlerini bulamadığı için dervişane bir tavır takınmaz. Önü, ardı, sağı, solu dünyanın sonsuz nimetleri ile çevrili iken, insan bunlardan en asgari şartlarda yararlanırken ruhunu arındırmayı seçer. Çünkü o bilir ki her şeyi yoktan var eden Allah’ın vermek konusunda sınırı yoktur. Ancak sürekli istemek insan ruhunda doymaz bir çukur oluşturur ve bu çukur bir süre sonra insanın huzurundan parça parça koparmaya başlar. Bu ise bir süre sonra elde olanları kıymetsizleştirirken içten içe yenilerini ihtiyaç değilken temel ihtiyaç haline getirir. Bu süreç son derece bilinçsiz bir süreçtir. İnsanın dönüştüğü bu forum ise yeni dünya düzeninin doyumsuz, mutsuz ve zihnen köle insanının doğuşuna işaret eder. Ne demektir bu? İhtiyacınız olmayan şeyler için en büyük nimetinizi, zamanı harcarsınız ve neticesinde bu sizi mutlu etmez, edemez.
Minimalist yaşam formu kimilerine göre Hindulardan doğmuş, kimilerine göre ise tasavvuf temelli bir yaşam biçimidir. Kim bu yolu seçmiş olursa olsun aslolan ve doğru yol, az ile yetinmektir Dünyanın sonunu getiren tüketim çılgınlığının temel sebebi de minimalizden uzaklaşmak ve yeni eşyalar ya da harcamalarla mutlu olunacağı aldatmacasıdır. Bu durmaz bir döngüdür, ruhunuz bir değirmen gibidir ve ona az ile yetinmeyi öğretmezseniz o sizi adım adım doyumsuzluğa götürecektir. Bu ise yetinmeme dürtüsüne neden olacaktır.
Şimdi makalenin bu bölümünde bir küçük not kağıdı alıp hayattan beklentilerinizi yazmanızı isteyeceğim.
Ne istiyorsunuz? Yeni bir mont mu soğukla mücadele için? Peki, dolabınızda kaç tane mont var? Sizin artık giymeyi unuttuğunuz o montun dünyada kaç insan için şükür sebebi olduğunu düşünün.
Dolabınız tıka basa doluyken acaba bu gün ne yesem diye mi düşünüyorsunuz? Peki, Afrika’da o an açlıktan ölen çocuklar sizin dolabınızın önünde dursa ondan daha mutlu insan olur muydu? (Batı Afrika ülkesi Burkina Faso’da insan ömrü ortalama 50 yıl. Ülkede doğan her 5 çocuktan 1’i fakirlik nedeniyle 5 yaşına gelmeden hayatını kaybediyor.)
Bu örnekleri sizler çoğaltabilirsiniz ancak asıl bu makalede murad ettiğim ise paylaşmayı ve az ile yetinmenin önemini yeniden hatırlamamız. Hepimiz önce elimizdekilere şükretmeye başlamalı, elimizde ihtiyaç dışında ne varsa ihtiyaç sahiplerine dağıtmak olmalıdır. Ez cümle minimalizm sadelik temelli bir yaşam formu ise ve insanlığın tüketim çılgınlığına karşı gereksiz alışkanlıklardan kaçınma ve ihtiyaçları sınırlama ise bu insanlığın en ilkel çağlardan beri mutluluğunun sırrıdır.
Doğal Tıp Uzmanı Hülya Giebel