preloader
Edit Content
Click on the Edit Content button to edit/add the content.
Pervitin: Tıbbın Karanlık Yüzü

Pervitin: Tıbbın Karanlık Yüzü

Pervitin: Tıbbın Karanlık Yüzü

Tarih boyunca insanoğlu pek çok alanda adım adım gelişim göstererek bugüne ulaştı. Bugün hemen herkes insanlık tarihinin gördüğü en ileri teknolojisine günümüzde ulaşıldığı ve bu teknoloji sayesinde tarihin en konforlu hayatını süren insanlarının bizler olduğunu düşünüyordur. Ancak teknoloji mutluluk getiriyor mu ve insana fayda mı sağlıyor? Hem futuristler hem de sosyal bilimciler bu konu üzerine derin tartışmalar yürütmekte ve fikirler ortaya koymaktadır. Ancak benim de eğitim aldığım ve insanlara hizmet verdiğim alan olan tıp alanında özellikle 18. yüzyılın sonlarından itibaren bir tekel ve hegemonya ortaya çıktı. Tıbbın kötüye kullanılması insanlığın elbette ki yararına olamaz. Peki, tıp nasıl kötüye kullanılabilir?

Bunun en korkunç ve akıl almaz örneği Öjeni uygulamalarıdır. Francis Galton’ın ortaya attığı bu fikir, birçok bilim çevresinde tartışılmış ve ne yazık ki kendisine bilim adamı diyen bu zevatlar öjeniyi bir fikirden öte uygulanabilir hale getirmiştir. Öjenik, Galton’un iyi doğan anlamında eski Yunancadan ürettiği bir tanımdır. Bu tanıma göre insan ırkı özelliklerine göre ayrılabilir ve ıslah edilebilir. Islah dediğimiz ise korkunç uygulamalardır. Bugün öjeni denince hemen herkesin aklına Hitler Almanyası gelse de öjeniyi uygulayan ve bunun altyapısını oluşturan ülke Amerika’dır. 

İlmî kanıtlarla desteklenen bir teori ve tam anlamıyla bilimsel olan evrimsel biyolojiyi kendi ırkçı ideolojilerine alet edenlerin başında gelen Henry Fairfield Osborn, İnsan Irklarının Evrimi başlıklı bir makalesinde ortalama bir zencinin zekâ yaşı, Homo sapiens (günümüz insanı) türüne ait on bir yaşındaki bir çocuğun zekasına ancak ulaşabilir diye yazıyordu.

Yakın zamanlarda öjenik ABD’de uygulanmıştır.

1907’de Indiana eyaletinde kabul edilen bir kanunla zekâ özürlü, sağır ya da körler zorla kısırlaştırılmaya başlanmıştır. Benzer bir yasayı 1909’da Washington ve Kaliforniya eyaletleri kabul etmiştir. 1927’de  Virginia eyaletinde zekâ özürlüler kısırlaştırılmışlardır. Yasa, Amerika’nın pek çok eyaletinde 1960 yıllarına kadar yürürlükte kalmıştır. Toplamda 67.000 insan kısırlaştırılmıştır.

(Kaynak: Vikipedia)

Bu akıl almaz uygulamalar Amerika’da uygulanırken Hitler iktidara geldikten sonra kendi sapkın fikirlerine uygun bu projeyi alıp üstün ırk projesi ile birleştirdi. Übermensch (üstün ırk, üstün insan) oluşturmak için bazı şartlara uyan kadın ve erkekler çiftliklerde bir araya getirilip çiftleşmeleri devlet tarafından sağlanıyordu. Diğer taraftan da engelli, psikolojik rahatsızlığı olan ya da başka durumları bulunan kimsesiz insanlar kısırlaştırılıyor ya da toplumun dışına atılıyordu. Bir sonraki aşama ise toplama kampları ve katliamlardı. Bu uygulamaları yapanların hemen hemen tamamının tıp alanında çalışmış ve diplomaya sahip olması, tıbbın karanlık yüzünün en güzel örneklerinden biridir. Ancak Hitler Almanyasında bunun dışında bir de askerlere güç ve zindelik verdiği iddia edilen bir ilaç icat edilmişti. 

Pervitin, 2. Dünya Savaşı’nda Alman askerlerine dağıtılmaya başlandığında hapların aslında korku, açlık ve yorulma hissini ortadan kaldırması, Hitler’in yıldırım adını verdiği operasyonlarının gerçekleşmesini sağlıyordu. Polonya işgalinde de kullanılan Pervitin hapları sayesinde askerler açlık hissetmemiş, yorulmamış ve günlerce harekatı gerçekleştirebilmişti. Ancak bu işgalden kısa bir süre sonra Fransa’yı işgal etmek için görevlendirilen askerlerde ortaya çıkan kalp krizi ve unutkanlıklar hapların dağıtımını bir süre durdurdu. İşin ilginç tarafı ise etken maddesi uyuşturucu üretiminde kullanılan bir madde olan bu ilaç bağımlılık da yapıyordu. Neticede bu ilacı kullananların savaş sonrasındaki durumu gerçekten korkunçtu. Elbette ki buna benzer ilaçlar aynı dönemlerde İngiltere, Amerika ve Japonya ordularında da kullanılmaktaydı. 

Pervitin, basit olarak görülebilecek bir örnek olsa da tıbba hizmet veren ve tıbbın geniş yelpazesi içinde yer alan hiç kimse, bu karanlık fikirlere hizmet etmeseydi, belki de milyonlarca insan hayatını kaybetmeyecekti. Hitler, tarihin gördüğü en büyük zorbadır elbette. Ancak Hitler’in uyguladığı projelerin birçoğunun savaştan sonra o projelerin başındaki kişilerin ele geçirilmesi ile Amerika’ya taşındığı ve özellikle zihin kontrol üzerine yapılan çalışmalarda görev alan doktorların ve bilim adamların Hitler’e de hizmet etmiş olması tıbbın kimlerce kontrol edildiğinin en güzel örneklerinden biridir. 

İnsanlar savunma için silahlar üretse de sağlığını koruyamayan hiçbir millet ayakta kalamaz. Bu yüzden doğal tıp, kimyasal içermeyen özel ilaçları ve doğal tedavi yöntemleri ile binlerce yıldır olduğu gibi bugün de insanlığın umudu olmaya devam ediyor.

Doğal Tıp Uzmanı – Hülya Giebel 30.04.2023 – Wassenberg